VEKTÖRLER ve HAŞERELERİN KONTROLÜ İÇİN KİMYASAL METODLAR

WHO/CTD/WHOPES/2006.1 YAYINI TERCÜMESİDİR.

YAZININ ORİJİNAL LİNKİ: DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ
TROPİK HASTALIKLARIN KONTROLÜ
WHO PESTİSİT DEĞERLENDİRME PROJESİ

İÇİNDEKİLER
1. Genel Düşünceler
1.1 Giriş
1.2 Kitabın ana hatları ve içeriği
1.3 Uygun bir kimyasal kontrol stratejisinin belirlenmesi
1.4 Pestisit formülasyonları
1.5 Pestisit uygulama ekipmanları
1.6. Pestisit direnci

2. PESTİSİTLERİN GÜVENLİ KULLANIMI
2.1. Güvenlik önlemlerinin genel prensipleri
2.1.1. Toksikoloji ve tehlike
2.1.2. Tedarikçiler ve ekipman
2.1.3. Güvenlik için sorumluluklar
2.1.4. Güvenlik eğitimi
2.1.5. Tıbbi gözetim
2.1.6. Koruyucu ekipmanlar
2.1.7. Kişisel hijyen
2.1.8. Boş ambalajların imhası
2.2. Uygulama prosedürü

2.2.1. İlaçlama meteryalinin hazırlanması
2.2.2. Evlerde rezidüel ilaçlamalar
2.2.3. Larvasit uygulamaları
2.2.4. Rodentisit uygulamaları
2.2.5. Motorlu ekipmanlarla ve havadan uygulama
2.2.6. İnsanlara uygulama
2.2.7. Özel araçlar
2.2.8. Boş ambalajların imhası
2.3 Diagnos ve zehirlenme semptomları
2.3.1. Zehirlenme semptomları
2.3.2. İlk yardım ve temizlenme

3.SİVRİSİNEKLER
3.1 Anopheles spp
3.1.1 Kapalı alan uygulaması
3.1.2 İnsektisit uygulanan tuzaklar
3.1.3 Yüzey uygulamaları
3.1.4 Larvasit uygulamaları
3.2 Aedes spp
3.2.1. Larvasit uygulamaları
3.2.2. Rezidüel uygulamalar
3.2.3. Yüzey uygulamaları
3.3 Culex spp
3.3.1 Rezidüel fumigasyon
3.3.2 Yüzey uygulamaları
3.3.3 Larvasit uygulamaları
3.4 Mansonia spp

4.SİNEKLER
4.1 Musca domestica ve insanlara yakın ilişkili olan diğer türler
4.4.1 Kapalı alan rezidüel sisleme
4.4.2 Yüzey uygulamaları
4.4.3 Larvasit uygulamaları
4.4.4. Yemler
4.1.5 Şeritler
4.2 Glossina spp. (tsetse sinekleri)

4.2.1 Havadan rezidüel olmayan insektisitlerin uygulanması
4.2.2 Tuzaklara veya hedeflere insektisit uygulamaları
4.2.3 Çiftlik hayvanlarına insektisit uygulamaları
4.3 Simulium spp. (karasinekler)
4.3.1 Larvasit uygulamaları
4.4. Phlebolomus ve Lutzomyia spp. ( kum sinekleri)
4.4.1 Dinlenme alanlarına rezidüel sinsektisit uygulamaları
4.4.2. İnsektisit uygulanan materyal
4.4.3. İnsektisit uygulanan hayvanlar
4.4.4. İnsektisitlerle yüzey uygulamaları
4.5. Culicoides, Leptoconops ve Lasiohelea spp
4.5.1. Larva safhaları
4.5.2. Erginler
4.6. Chrysops spp. ve diğer tabanidler

5. PİRELER
5.1. Xenopsylla spp.
5.2. Pulex spp.
5.3. Ctenocephalides spp
5.3.1 Hayvanların ilaçlanması
5.3.2 Uygulamanın ana hatları

6. TAHTA KURULARI : Cimex lectularius ve C. Hemipterus

7. TRİATOMİNE TAHTAKURULARI : Triatoma , Panstrongylus ve Rhodnius spp.
7.1.1 Hedef alan
7.1.2 İnsektisitler
7.1.3 Uygulma prosedürleri
7.1.4 Uygulama çemberi
7.1.5 Önlemler

8.BİTLER
8.1 Pediculus humanus
8.1.1 Tozlama tekniği
8.1.2 Kıyafetlerin ilaçlanması
8.2 Pediculus capitis
8.3 Phthirus pubis
8.4 Önlemler

9. HAMAMBÖCEKLERİ : Blatella spp. ve diğer türler
9.1 Blatella spp. ve diğer türler
9.1.1 Hedef alan
9.1.2 İnsektisitler
9.1.3 Uygulama prosedürleri
9.1.4 Uygulama çemberi
9.1.5 Önlemler

10. KENELER VE AKARLAR
10.1 İnsan sağlığı açısından en önemli kene ve akar kaynaklı patojenler
10.2 Doğrudan kene ve akar kaynaklı parazitik hastalıklar
10.3 Akarisitlerin kapalı alan ugulamaları
10.4 Akarisitlerin açık alan uygulamaları
10.5 Çiflik hayvan konukçularındaki akarların kontrolü
10.6 Kenelerin direk insanlara uygulanmasıyla kontrolü

11. EV TOZUAKARLARI
11.1 Ev tozu akarlarının kontrolü
11.2 Ev tozu akarlarının kimyasal kontrolü
11.3 Kimyasallar olmadan akara karşı mücadedeler
11.3.1. Habitatın boşaltılması
11.3.2 . Tozun uzaklaştırılması
11.3.3. Isıtma ve dondurma
11.3.4. Nemin azaltılması
11.3.5. Yarı geçirgen durumlar

12.VENOMOUS ARTROPODALAR
12.1 Scorpions
12.1.1. Hedef alan
12.1.2. İnsektisitler
12.2 Örümcekler
12.3 Centipedler ve milipedeler
12.4 Beetles
12.5 Hymenoptera (arılar, eşek arıları, sarıca arılar,karıncalar)
12.6 Lepidoptera (tırtıllar ve güveleri)

13. SALYANGOZLAR
13.1 Salyangoz kontrolü için uygun insektisitler
13.2 Mollusitler nereye uygulanmalıdır?
13.3 Mollusitler ne zaman uygulanmalıdır?
13.4 Mollusitler nasıl uygulanmalıdır ?
13.5 Mollusitler uygulamalarının düzenlenmesi
13.6 Önlemler

14
14.1 Kemirgen kaynaklı hastalıklar
14.1.1 Viral hastalıklar
14.1.2 Riketsiyal hastalıklar
14.1.3. Bakteriyal hastalıklar
14.1.4. Protozoal hastalıklar
14.1.5. Helmintik hastalıklar
14.2 Kemirgen kontrolü
14.2.1 Repellentler, kemosterilatlar ve fumigantlar
14.2.2.Rodentisitler
14.2.3.Rodentisitlerin uygulanması
14.2.4.Kemirgen kontrol stratejileri
14.2.5.Önlemler

15. Kişisel ve pratik önlemler
15.1 Repellentler
15.1.1 Repellentlerde kullanılan bileşikler
15.1.2 Uygulama metotları
15.1.3 Uygulama alanları
15.2 İnsektisit uygulanan tuzaklar veya perdeler
15.3 Ev ilaçlamalarında kullanılacak ürünler
15.3.1 Ev ilaçlamalarıda kullanılacak ürünlerin çeşitleri
15.3.2 Ev ilaçlamalarında kullanılacak insektisit ürünleri ve halk sağlığı
Pestisit uygulama oranları ve çevirme faktörleri

1-GENEL DÜŞÜNCELER
1.1.GİRİŞ

Her yıl global çevre sağlığına tehdit oluşturan milyonlarca böcek –salyangoz ve kemirgen, vektör kaynaklı hastalık salgınları olmaktadır. Vektör kaynaklı hastalık salgınları global çevre sağlığına tehdit oluşturan hastalık salgınlarının 5 17sidir. Uygulama ,ekonomik ve
yönetimsel problemler; çevresel değişim ,pestisit direnci ve populasyon hareketiyle birlikte son yıllarda bu hastalıkların hüküm sürmesinde önemli bir artışa neden oldu.Malaria ,florosis,
Japanese encephalitis, onchocerciasis, schistosomiasis,dengue ,trypanosimiasis ve leismanias gibi hastalıklar sosyal yaşama önemli sorunlar oluşturmaktadır. Bunlara ilaveten son zamanlarda önemli rol oynayan evcil sinekler trahom ve ishal hastalıklarının mekanik taşıyıcılarıdır.Bu iki hastalık dışında da evcil sineklerin hastalık vektörü olarak başlıca önemi çocukların ölümüne ve kör olmasına neden olması gibi önemli hastalıklar için diğer giriş yollarından taşınmasına sebep olmalarıdır.
Seçici vektör kontrolü ,birçok vektör kaynaklı hastalık kontrol aktivitesinin ayrılmaz bir parçasıdır.Seçici vektör kontrolü uygulanırken teknik ve uygulanabilirliği,kaynaklar ve altyapıda göz önüne alınarak uygulanmalıdır . Bunlar entegre vektör kontrolünün prensiplerine bağlı olarak vektör kontrol yöntemlerinin kullanımı ve kaynakları ve halkın bağlı bunlara bağlı kalması lokal ayarlamalarla delil tabanlı karar- uygulama süreci ile geliştirilmelidir.
Mevcut vektör kontrol metotları çoğunlukla çevresel yönetim biyolojik kontrol ve kimyasal kullanımına bağlıdır .Nadir istisnalar dışında çevresel yönetim ve biyolojik kontrol sınırlı uygulanabilirliğe sahiptir ve kimyasal kontrol vektör taşınımlı hastalık kontrolünde hala en önemli yöntemdir.
Bu kılavuz ,vektör kontrolü ve çevre sağlığı haşereleri için kimyasal yöntemlerin kullanımına yönelik altıncı defa basılan rehber bir klavuzdur. Pestisit direnci sprey programlarının sürdürülmesi için gerekli fonlardaki azalma ,çevre ve yaygınlaşan kimyasal kullanımına dair kaygılar seçici pestisit kullanımına daha büyük önem verilmesine neden oldu.Dahası, kimyasal olmayan ölçümler ilk başta düşünülmüş ve kimyasal uygulamaların sadece gerektiğinde kullanılması düşünülmüştür. Vektör ve haşere kontrol yönteminin seçimndei ve farklı kimyasal ve kimyasal olmayan metodların kullanımında etkinliğe , sürdürülebilirliğine ve maliyeti esas olmalıdır.Bütün geniş dağılımdaki düzenlemelerde kullanılan vektör kontrol stratejilerinin maliyeti bu karar vermede esas alınarak gözlem yapılmaıdır ve bu konu başka yerlerde de konuşulmuştur.3 Her geçen gün önemi artan alternatif metotlara rağmen ,kimyasal kontrol vektör kaynaklı hastalıkların kontrolünde özelliklede hemen müdehale edilmesi gereken hastalıkların epidemi oluşturduğu durumlarda hayati bir rol oynamaya devam etmektedir.

Son yıllarda vektör kontrol metotlarıdaha fazla ilgi görmüştür. İnsektisit uygulanmış sivrisinek tuzakları sıtma alanında kullanılmaya başlanmıştır.(bölüm-2 ye bakınız). Böcek ve kemirgen kaynaklı hastalıklardan evsel ve kişisel seviyede korunmada ve vektör kaynaklı alanların yok edilmesinde özen gösterilerek daha fazla ödenmiştir .(bölüm14-15)

Kimyasal insektisitlerin dört sınıfı(Organoklorinler,Organofosfatlar,Carbamatlar ve pyretroitler)hala vektör kontrol programlarının başlıca dayanağıdır.Ama bu makalenin son baskısından bu yana Organockorinler ve daha zehirli organofosfat bileşiklerinin kullanımı azalırken Pyretroit lerin kullanıma artmıştır.Organochlorin lerin ,çevreye olan etkisi,ihraç ürünlerindeki kalıntı problemi ve insanlara toksik etkisi nedeniyle kullanımı azalmıştır.DDT bulunabilir olduğu ve yerel vektör türlerinin duyarlı olduğu yerlerde Sıtma ve Leismaniasis için hala kullanılmaktadır.Alternatif insektisitler artık kolaylıkla elde edildiği için DDT artık insektisit seçiminde tercih edilmemektedir.

Bakteriyal insektisitlerin kullanımı,Bacillus thuringiensis israelensis (serotyp H 14)ve Bacillus sphaericus ‘un kullanımı güvenlik gereksiniminin bir sonucu olarak artış gösterdi.Bu metaryeller biolojik kontrol ajanı olarak nitelendirilmelerine rağmen ,sivrisinek ve karasinek larvalarına karşı kimyasal larvasitlerle birlikte bu kitapta ele alınmıştır.

Böcek büyümü düzenleyicileri(İGRs) son yıllarda yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandı.IGR pyripoxyfen,methoprene,fenoxycarp,ve hydroprene gibi Juvenil hormon analogları(juvenoidler) ve triflumuron ,novaluoron ve diflubenziron gibi kitin semtez inhibitörleri olarak guruplandırabilir.Juveniller böceğin normal büyüme sürecini etkilerken, kitin sentez inhibitörleri böceğin başkalaşım sürecini etkilemektedir.IGR ‘ler yaygın olarak sivrisinek larvalarına karşı kullanılmalarına rağmen ,diğer çevre sağlığı haşerelerine karşı da etkilidir.Bir uygulamada daha etkili ve daha uzun süreli etki elde edebilmek için IGR ler kontrollü salınımı sağlayacak şekilde formüle edilmiştir.Kirli sularda sirvrinek larvalarına karşı kullanılan ,Juvenil lerin dozu temiz sulardaki üreme yerlere uygulanandan daha fazla olmalıdır.Genel olarak ,IGR ler balıklara,kuşlara,memelilere ve hedef olmayan sucul organizmalara karşı son derece güvenlidir.Aynı zamanda insanlara karşı aşırı düşük toksisiteye sahiptir.Ama yinede bazı IGR ların ,sivrisineklerle aynı habitatı paylaşan ve sivrisineklerle ilişkili olan sucul eklembacaklılara olumsuz etkileri olduğu tespit edilmiştir.

1.2.Kitabın ana hatları ve içeriği

Beşinci baskıda olduğu gibi her haşere için kendi konusUnda açıklanmıştır. Her bölümde böcek türleri için kısa bir giriş bölümü, medikal önemi ve entegre vektör kontrolü ve haşere mücadelesinde bu kimyasalların rolü bulunmaktadır.Bölümün parçalanmasını azaltmak için özel başlıklarda bütün bilgiler bir araya getirilmiştir.

a-Hedef alan

Bu terim ,ergin vektörlerin veya böceklerin dinlenme ve beslenme yerlerini ve ürüme alanlarını ifade etmektedir.

b-İnsektisitler

Bu makalede, yaygın olarak kullanılan pek çok insektisite yer verilmesine rağmen ,vektör mücadelesinde kullanılan bütün insektisitler kapsamlı olarak verilmeyecektir.Bu makalede
yaygın olarak kullanılan birçok bileşik ve formülasyon dan bahsedilmektir.Mümkün olduğu kadar Uluslar arası Standardizasyon Oraganizasyonu tarafından onaylanan isimlere alfabetik olarak yer verilmiştir.Bu nedenle isim olarak önde bulunan herhangi bir bileşik veya formülasyonun diğerlerinden üstün olduğu anlamına gelmemektedir.Benzer şekilde ,bir bileşiğin listede bulunması veya bulunmaması ,dünya sağlık örgütünün o bileşiğin lehinde veya aleyhinde herhangi bir tavsiyesi manasına gelmemektedir .Bir bileşiği kullanma kararı ,o ülkenin milli sağlık teşkilatı veya vektör kontrolü yapan personeline aittir.Bu nedenle ,kullanmadan önce aktif maddenin niteliği ve tavsiye edilen dozları etiket üzerinden kontrol edilmesi önemlidir.

c-Uygulama prosedürü

Bütün uygulama metotlarını detaylı olarak tanımlamak imkansız olduğundan sadece en çok kullanılanlara yer verilmiştir.

d-Uygulama aralığı

Pestisit uygulaması ve uygulamanın tekrarlanma sıklığı ,vektör türlerine ,vektör türlerinin biyolojilerine ,seçilen pestisite ve formülasyonuna ,kullanılan dozajın etkinliğine ,yerel iklim şartlarında uygulama yapılacak alanının tipine,hastalığın yayılma periyoduna ve kontrol edilmesi düşünülen hastalığın seviyesine dayanır.Uygulama sıklığı bir coğrafik bölgeden diğerine değişir .

e-Önlemler

2.Bölüm dikkatlice incelenmelidir.(pestisistlerin güvenli kullanımı).Bir bileşiğin tehlikesi direk olarak kullanım şekliyle ilişkilidir.Kullanıcıya ,ev sakinlerine ve çevreye zararlı olan bileşikler kullanılmamalıdır.Sağlık bakanlığı veya ilgili milli bir kurum tarafından onaylanan pestisitlerin kullanılması düşünülmelidir.Uygulamadan önce ,uygulamayı yapacak olan kişi etiketi dikkatlice okumalıdır.
WHO spesifikasyonları kaliteyi sağlamak ve risk düzenlemesini amaçlamaktadır. Eüer mümkünse pestisit ürünlerinin formule edilmesi ve aktif maddeleri WHO spesifikasyonlarına uygun düzenlenmelidir. Halk sağlığı pestisitleri için WHO spesifikasyonlarını adresinden de inceleyebilirsiniz.

1.3. Uygun bir kimyasal kontrol stratejisinin belirlenmesi

Herhangi bir kontrol yönteminin uygulanması ,temel bir ekoloji anlayışına ve hedef türün davranışına dayanmalıdır. Etkili vektör kontrolü aynı zamanda dikkatli eğitimi , vektör yoğunluğu ve hastalık istatistiklerine dair kontrol yöntemlerinin periyodik olarak değerlendirilmesini ve böcek kontrol operasyonlarının denetlenmesini gerektirir.Çevre sağlığı metotları kimyasal pestisitlerle bir arada uygulanmalıdır.

Bir pestisit ve uygun formülasyonu seçilirken ,ilgili böceğe karşı biyolojik etkinliğine ,hedef organizmanın direnç durumuna, uygulama metoduna ,insanlar için güvenilirliğine ,hedef olmayan organizmalara toksisitesine ,pestisitin ruhsat durumuna ve maliyetine odaklanılmalıdır.Eğer mümkünse büyük miktarlarda satın almadan önce küçük lokasyonlarda formülasyonun etkinliği ve uygulama metodu denenmelidir. Birim alandaki aktif madde dozu ve pestisit formulasyonundaki konsantrasyonun miktarını belirtmek için bilmek gereklidir. Aynı zamanda nakliye ve uygulama ekipmanı ve bileşiğin çevreye balıklara insanlara olan olumsuz etkileride düşünülmelidir. Maliyette uygulanacak materyal baz alınmalı ( bir birim alana uygulanacak belirlenen zaman aralığı için etkili uygulamanın maliyeti ) ve sadece kimyasalın satış fiyatı olarak düşünülmemelidir. Bu düşünceler poetensiyal tedarikçilerle tartışılmalı oluşan seçeneklerden içeriği en uygun olan pestisit seçilir. WHO halk sağlığı pestisitleri kılavuzu genel rehberlik sağlamak üzere uygun iyi kaliteli pestisit ve formulasyonu seçiminde kullanılır.

1.4. Pestisit formülasyonları

Pestisitler, saf veya teknik formlarda nadiren kullanılırlar .Genellikle aktif madde insektisit etkisi olmayan çeşitli maddelerle karıştırılarak bir formülasyon elde edilir.Bu inert(tesirsiz) maddeler çeşitli fonksiyonlara sahiptir.Bu fonksiyonlar: stabiliteyi sağlamak ,toksikolojiyi azaltmak ,etkinliği arttırmak.veya ürünün kullanımını kolaylaştırmaktır bunun için aktif madde ile belirli oranlarda kombine edilir.Formülasyon çeşidi kontrol çalışmalarında elde edilen etkiyi önemli ölçüde etkiler.Absorbent (emici) bir yüzeye uygulama yapılacaksa, suda dağılan süspansiyonlar biyolojik olarak emilsiyonlar ve solüsyonlardan daha etkilidir ama uygulanan yüzeyde kalıntı problemleri vardır.Kapsüle edilmiş ürünlerle açık anlarda daha etkili ve daha uzun süre kontrol sağlanır .Özel bir formülasyon seçerken güvenlik ,etkinlik ,yaban hayata olumsuz etki ve kullanım kolaylığı gibi konuların hepsi birlikte düşünülmelidir.En çok kullanılan formülasyonlar aşağıda verilmiştir.

Bait (tready-for use)Yem (kullanıma Hazır):

Hedef haşere tarafından yenen ve çekici olarak tasarlanan bir formulasyondur.

Kapsül süspansiyon (CS)

Bu ürünlerin aktif maddeleri suda suspansiyonu sağlayan küçük plastik polimer kapsüllerle kaplanmıştır.Mikroskobik polimer kapsüller insektisitin yavaş salınımı sağlar ve bileşiğin etki süresini uzatır.Gözenekli yüzeyler tarafından kolaylıkla absorbe edilmezler ve böcek insektisit etkileşimini arttırarak böceklere kolaylıkla yapışırlar. Yüzey konsantrasyonu uygulama anında etki etmeyeceğinden kazaeseri bulaşmasında ellerin yıkanmasıyla zrar daha az olacaktır. Çok az koku problemleri vardır ve aktif madde güneş ışığından korunduğu için iyi bir residüel etkiye sahiptir.Ama diğer formülasyonlara göre daha pahalıdır ,uygulama sırasında çalkalama gerektirir ve leke bırakabilirler.

Dustable powder (DP) ve Granüller(GR)

Tozlama için uygun serbest akışkan bir tozdur. Bu tip formülasyonlar çoğunlukla pire ve bit mücadelesinde kullanılır.

Emilsiyon konsantreler(EC)

Aktif madde + solvent ve emülsifer su ile seyreltildikten sonra stabil omaları için yüksek derecelerde non-polar insektisit (diesel benzin , kerosen) taşıyan ekonomik bir formdur.Kolaylıkla karıştırılabilir ve uygulanabilirler , uygulanan yüzeyde çok az görünür kalıntı bırakırlar.EC’deki suspensiyonu sağlamak için çok az çalkalama gerekmektedir.Ama EC’ler güçlü bir kokuya sahiptir ve gözenekli yüzeyler tarafından absorbe edilir.Bitki yapraklarını yakabilirler ve deri tarafından kolaylıkla absorbe edilebilirler, bu yüzden uygulamayı yapan kişi için risk oluşturur. Emülsife konsantrasyonların diğer bir kullanımı ise yüzey uygulamalarıdır.

Suda emülsiyon olabilir yağ(Emulsiyon oil-in-water EW)

Bu formülasyon ,aktif maddenin mümkün olduğu kadar bir çözücü içerisinde çözülmesinden ve su içerisinde uygun yüzey damlaları oluşturan surfectant(bir sıvının yüzey gerilimini azaltan madde) ların kombinesinden oluşur.EW formülasyonları uzun süre stabildir ve EC’ lerle karşılaştırıldığında daha düşük seviyede solvent ve surfectant içerir ve daha uzun süre stabildir.Sıvı aktif maddelerle konsantrasyon 500 g/lt ye kadar yükseltilebilir.Formülasyon uygulamalar için yalnızca su ile seyreltilebilir .
Granül

Kullanıma hazır serbest-akışkan formulasyon granül boyut aralığında bir formulasyon olarak tanımlanabilir. Granüller emici, suyu çıkarılmış veya kaplayıcı işlenmemiş inert taşıyıcı partiküllerle genellikle kilogram başına 10-100 g aktif madde içerirler.(%1-10).Sivrisinek larvalarının kontrolünde kullanıldığında, vejetasyona penetrasyonu sıvı formulasyonlara göre daha iyi olmakta ve hedef alanda aktif madde yokluğunu sağlanabilmektedir. Granüller uygulayıcılara birçok defa elle( uygun eldivenler kullanılarak ve kullanımdan sonra imha edilerek) kullanma olanağı sağlar.

Suspansiyon konsantre(SC)

Suspansiyon konsantreler EC ve WP formülasyonu arasında bir formülasyon olarak düşünülebilir.Partiküller küçük olduğu için gözenekli yüzeyler ve deri tarafından kolayca absorbe edilemez ve kalıntı bırakmazlar.

Slow release formülation

Bu formülasyonlar larvasidin yavaş salınımını sağlamak için genellikle briket formunda hazırlanır.

Tecnical Grade(TG)

Aktif madde en saf ticari formundadır.Karasinek ve sivrisinek için bazı ULV uygulamaları hariç, böcekleri kontrol etmek için bu form nadiren kullanılır.

Ultra-low-volume liquid

Genellikle suyla karışmayan bir solventte soğuk sisleme ( ultra düşük hacimli) cihazı ile alan spreylemek için kullanılan bir solusyondur. Bunlar kullanıma hazır formulasyonlar veya yağ veya kerosenle seyreltirilerek hazırlanır.

Suda dağılabilen granüller

Suda parçalanıp ve dağıldıktan sonra spreylenerek uygulanan granülleri içeren bir formulasyondur. Süspansiyondaki partiküller aktif madde veya aktif maddeyi taşıyan inert maddeleri de içerebilir. Suda dağılabilen granüller uçucu partiküllerin solunum riski ıslanabilir toz ve suda dağılan toza oranla daha az olmaktadır. Bazı suda dağılabilen granüller yüksek konsantrasyonlarda uygundur ayrıca taşıma ve depolama maliyetini de düşürmektedir.

Suda dağılabilen tabletler

Suda parçalandıktan sonra ayrı ayrı aktif maddenin dağılımını şekillendirmek için tablet formulasyonlar kullanılır. Tabletler ilk dağılımda kabarırlar. Suda dağılabilen tabletlerin kullanımı kolaydır çünkü formulasyon ölçülmek zorunda değildir ve genel olarak solunuma maruz kalma riski daha düşüktür. Bu formulasyon oyuklar tarafından sivrisinek yuvalarının kontrolünde kullanılmıştır.

Islanabilir toz(WP)-suda dağılabilen toz (WDP)

Aktif madde + ıslatma ajanı + taşıyıcı: Bu formülasyonlar su bazlı suspansiyonların hazırlanmasında kullanılırlar.Halk sağlığında kullanılmak üzere ,WP ve WDP’ler 100-500 g/lt (10-50%) konsantrasyonda aktif madde içerirler.WP ve WDP’ler kokusuzdur ve gözenekli yüzeyler ve deri tarafından absorbe edilemezler.Yinede karıştırma esnasında partiküller havaya karışarak solunabilir,bu nedenle karıştırma esnasında maske giyilmelidir.

1.5. PESTİSİT UYGULAMA EKİPMANLARI

Tavsiye edilen kontrol metodu için uygun ekipmanın seçimi vektör kontrol planlamasının önemli bir parçasıdır.Residüel uygulamalar ,mollusit uygulamaları ve larvasit uygulamaları gibi çeşitli kontrol uygulamalarında, çoğunlukla elle çalıştırılan aletler kullanılır.Spreylerin tazyiğinin esası basittir ancak alan ialçlaması yapacak grubun tüm üyelerinin hortum başının, contanın takılmasını ve pompa yıkamasını bilmesi gerekir. Motorlu ekipmanların kullanılması ve çalışmanın sürdürülmesi ek yetenek gerektirir ve uygulamayı denetleyecek eğitimli personel olmaması durumunda problemler ortaya çıkacaktır.

1-Elle çalıştırılan basınçlı pulverizatör
Bu pulverizatörler, insektisiti haşerenin temas edeceği yüzeye veya veya heşerenin üreme alanına uygulamak için dizayn edilmiştir.Pestisit ve su karışımı ya pulverizatör tankına eklenir veya tankın içinde karıştırılır.Daha sonra el pompası kullanılarak, hava tank içerisinde sıkıştırılarak basınç sağlanır.Sprey kolu üzerindeki pulverizatör üzerindeki manivela spreyin meme aracılığıyla salınımını kontrrol eder .Pulverizatöre su doldurulurken suyun filtre edilmesi,düzenli bakım ve zarar görmüş meme uçlarının değiştirilmesi pulverizatörün etkin bir şekilde kullanılması için önemlidir ,aksi taktirde sudaki partiküllerden kaynaklanan aşınma aşırı sıvı salınımına neden olarak pulverizatörün verimli kullanımını olumsuz olarak etkileyecektir.Bu pulverizatörlerin başlıca dezavantajı tank boşaldıkça basınç azalmaya başlar ve buna parelel olarak meme çıkışında bir kontrol sübobu yoksa ilaç su karışımının salınım oranıda düşer.İnsektisit maliyeti ve hedef haşereyi kontrol etmek için gerekli hedef doz göz önünde bulundurulmalıdır.Tankın içindeki basıncı gözlemek ve meme uçlarının bakımını yapmak ,doğru uygulama oranını sağlamak için önemlidir.Bu pulverizatörlerde uygulama alanında karşılaşılan önemli problemler çalışma günün sonunda uygun temizliğin yapılmayışıyla ilgilidir.Eğitimli personel tarafından düzenli denetimin yapılması önemlidir.

2-Sisleyiciler(Motorlu)
Bu ekipman ya portatiftir veya araca monte edilmiştir.Portatif sırt sisleyicileri düşük hacimdeki insektisiti uygun buhar zerreciğine dönüştüren yüksek hızda hava akımı oluşturan iki zamanlı bir motorla çalıştırılır.Çıkan hacim restriktör tarafından kontrol edilir ama yüksek çıkış oranında büyük damlalar üretilir. Büyük damlalar yüzeyler üzerinde kalır küçük damlalar aeresol gibi haraket ederek ya uçan haşerelerle veya dinlenme halindeki haşerelerle temas eder.İnsektisit formülasyonuna su eklenmesine rağmen sisleyiciler için bütün uygulama hacimleri oldukça küçüktür.Sırt sisleyicileri oldukça kısa zamanda geniş alanları ilaçlayabilirler ve araçlı sisleyicilerin giremeyeceği dar sokaklara kolay geçişi sağlar .Bu makinaların ana dezavantajları: kullanıldıktan sonra yakıt yağ karışımı buji üzerinde bir tabaka oluşturmasıdır. Bu moturun sonraki kullanımında makinanın çalışmasını önler.Bunu önlemek için çalışma gününün sonunda makineyi durdurmak yerine yakıt kapatılarak önlenebilir.Böylece karbiretördeki bütün yakıt yanar ve gece boyunca karışım buji ile temas etmez.Hava,yakıt filitreleri ve memeler düzenli olarak temizlenmeli ve insektisit karışımında kullanılan su temiz ve filtre edilmiş olmalıdır çünkü bitki yaprakları ve kir memeyi kolaylıkla tıkayabilir.Sırt sisleyicilerinin dezavantajlarından biride: motordan kaynaklanan yanma riski, gürültü ve titreşimdir.

3-Aeresol jeneratörleri(motorlu)

Bunlar insektisitlerin teknik formlarında veya daha sık bir şekilde petrol türevinden veya suda seyreltilmiş şekilde uygulanmasını sağlayan soğuk ULV pulverizatörleridir.Bu makinalar sırtta taşınabilir ama daha büyük versiyonları araca monte edilmiştir.İlaçlananan birim başına kullanılan ilaç hacmi sıcak sisleyicilere göre daha küçük olduğu için daha geniş alanları çabuk bir şekilde ilaçlayabilirler.Portatif ULV jeneratörleri girilmesi zor yollarda ve kapalı alan ilaçlamalarında daha etkilidir.Ayrıca monte edilebilen büyük ULV makinaları yol ağının gelişmiş olduğu kentsel alanlarda geniş alanları ilaçlayabilirler.ULV jeneratörlerinde en önemli etken kalibrasyon ve doğru damla büyüklüğüdür.Karasinekler ve sivrisinekler için damla çapı 15-25 mikron aralığında olmalıdır.Bir aeresol yer uygulaması metodu seçerken düşünülmesi gereken faktörler şunlardır:Hedef böceğin davranış şekli ve gün içindeki aktif olduğu saatler ,denetim için eğitimli personelin varlığı,maliyet ve güvenliktir.Sadece üretici tarafından ULV uygulaması için tavsiye edilen insektisitler ULV ekipmanı ile kullanılmalıdır.

4-Sıcak sisleyiciler

Portatif veya araca monte edilen bu makinalar extra maliyetlerine rağmen çoğu vektör kontrol programında kullanılmaktadır.Yoğun sis tabakası yürütülen kontrol programını görmek isteyenler ve kullanıcılar tarafından daha fazla istenmektedir.Buna rağmen damla büyüklüğü ULV makinalarına göre daha az kontrol edilebilir ve 200 mikrona kadar varan farklı büyüklükte damla büyüklükleri elde edilir.Bu nedenle bazı insektisitler yükselen hava akımları ile atmosferin üst katmanlarına taşınarak veya erken yere düşerek ziyan olur.Termal sisleyiciler kullanılırken,formülaayon maliyetini azaltmak için artan insektisit konsantrasyonuna ve azalan akış oranına dikkat edilmelidir.Termal sisleyiciler kullanılırken potansiyel bir yangın tehlikesi vardır,özellikle pulse jet sisleyiciler kapalı alanlarda kullanılırken .

5-Alan spray ekipmanları

Geniş alanların ilaçlanması gerektiği ve acil vektör kontrol programlarının yapılması gerektiği durumlarda kimyasalları uygulamak için sık sık hava araçlarından yararlanılır.Hava araçları özellikle geniş alanlarda hızlı uygulama için veya ıslak toprak ,su,askeri gölge,yoğun orman vejetasyonu veya yer ekipmallarının kullanımının zor olduğu yoğun kensel alanlar için uygundur.Havadan uygulamalar hem uçkun ilaçlarını hemde larvasitleri uygulamak için kullanılabilir.Hava aracından partiküller salındıktan sonra partikülün rotasını etkileyen pekçok etken olduğu için ,bu araçlarla yapılan ilaçlamalarda kimyasalların doğru rotada salınmaları yer araçlarına göre daha zordur.Nitelikleri iyi pulverizatörler kontrollü damla büyükleri üretir ama evaporasyonu telafi etmek için bu damla büyüklükleri yer aletlerine göre daha büyük olmak zorundadır.İdeal olarak ,damla yer seviyesine ulaştığında 15-25 mikron aralığında olmalıdır.Bu yüzden hava uygulamasının kullanımı kararı dikkatlice düşünülmelidir özellikle de kalabalık alanlar ilaçlanırken.Eğer ilaçlanacak alandaki binalar alçaktan uçmayı engelliyorsa hava aracıyla uygulama uygulamadan vazgeçilmelidir çünkü araştırmalar 75 metreden yüksekten yapılan ilaçlamaların etkisiz olduğunu göstermektedir.Acil hareket etmenin gerektiği durumlarda dahi,güvenlik ,zamanlama ,maliyet,meterelojik şartlar,vektör habitatı,biyolojik etkinlik,operasyon alanları ve eğitimli personel ilk olarak düşünülmelidir.

6-Tozlayıcılar

Tozlayıcılar çoğunlukla insan biti kontrolü için veya veba ve tifo epidemilerini önlemek için kemirgen piresine karşı toz ilaçları uygulamak için kullanılmaktadır.Elle çalıştırılan tulumba tipi tozlayıcılar insan üzerindeki artrophodaları kontrol etmek için dizayn edilmiştir ve az sayıda insanda uygulama yapmak için uygundur.Bu tozlayıcılar aynı zamanda pire kontrolü için tozları kemirgen yuvalarına uygulamak için kullanılır.Yoğun insan populasyonları için motorlu ekipmanlar çok güvenilir değildir çünkü tozun niteliği ve akış yönünü düzenlemek zordur ve tıkanmalar oluabilir.Millbank Tozlayıcı mülteci kamplarında bit kontrolünde etkilidir ve kısa bir zamanda üretilebilirler.(Bakınız bölüm 7).Toz ilaçlar küçük müktarlarda aktif madde içermelerine rağmen uygulama alanında ana tehlike 10 mikrondan daha küçük çaptaki partiküllerin solunma riskidir.

1.6. Pestisit direnci
Pestisitlerin vektör kaynaklı hastalıkların kontrolünde önemi büyüktür.Devasa miktarlarda ve geniş ölçekte pestisit kullanımı mutant genlerin neden olduğu direnç gelişimine neden oldu.Çevre sağlığında önemli olan artropoda larda direnç gelişimi 1946 da 2 den 150 ye ,1980 de 198 e ulaştı.Çapraz direnç birkaç türde ortaya çıktı.Çevre sağlığında önemi olan vektörler arasında (tsetsa fly)çeçe,triatomide bugs,trombiculid mites ve salyangozlar direnç problemi olmayan guruplardır.Farklı coğrafik bölgelerdeki vektörlere pestisit direncinin son durumu WHO 1992 da yayınlanmıştır.

Pestisitlere vektör direncinin gözlenmesi vektör kaynaklı hastalıkların önlenmesi ve haşare kontrol programının ayrılmaz bir parçası olmalıdır. Böyle gözlemlere farklı kaynaklardaki verilerin karşılaştırılabirlikleri sağlanarak standardize edilmelidir. Standardize test kitlerinin kullanımı ve prosedürleri standart ayırt edici konsantrasyonlar önerilmiştir. Pestisitlerin ayırt edici konsantrasyonları (dozlar) standart laboratuvar koşullarında düzenlenerek vektörün dizinin soy veya populasyon ve haşare türleri ile elverişli olarak bilinmektedir..Teşhis konsantrasyonları arazide uygulanan dozun teklit edilmesi değildir ,pestisitle hiç karşılaşmayan nesilleri öldürme yeteneğinde olan ve bu nedenle hedef türe karşı etkili olduğu düşünülen konsantrasyonlardır
.Geniş bir yelpazede haşere türlerine karşı kullanılan insektisitler için teşhis konsantrasyonları yukarıda sözü edilen WHO teknik raporunda (vector resistance to pesticides) listelenmiştir.Özel bir alanda özel bir vektör türü için rapor edilen direnç o alanda kontrol programının değişmesi gerektiğinini göstermez.Programcılar buna rağmen gerekli olması durumunda alternatif stratejiler ve pestisitleri kullanma planlamasına başlamalıdırlar.

Belirli alandaki belirli vektör türlerinin rapor edilen direnci o alandaki kontrol programları politikasında ani değişikliklere kanıt değildir. Bununla beraber direnç yokluğunda pestisit taşınmayı sağlamak için elverişlidir çünkü vektörün direnç seviyesi yüksektir dirençle modifiye edilmemiş, insan-vektör teması azalması gibi veya genlerin direnç azalması sinirlerin insektisit birikintierine bağlı olarak böceklerin uzun süreli temasta bulunması ile ölümcül doz elde edilmektedir. En son öenmli bir örnek , pyrethoidlere yüksek direnç seviyeleri Cote d’lvoire ve Benin de Anopheles gambii Savannah testinde hassas olduğu gözlemlenmiş ve moleküler testler kdr geni yokluğunda çok yüksek sıklıktadır. Deneysel veriler göstermektedir buna rağmen pyrethroidlere maruz kalan sivrisinek ağları yabani sivrisnekleri öldürmeye devam etmektedir ve köylerde geniş alanlara yayılır, malaria tekerrürü çarpıcı olarak azalmıştır.Bu altı çizilen belge direnç ve doğru ölçümlere adapte olmasından önce karışımın etkinliğinin tesirine gerek duymaktadır.

Direnç gelişimi vektör kontrol programının ayrılmaz bir parçasıdır. Program boyunca devam eden araştırma, direnç kontrol stratejilerinin uygulanması için veya direncin tespit edildiği durumda kullanılan pestisitin değiştirilmesi için erken tanı sağlar. Pestisit seçimi ve programın programlanması için temel bilgi sağlamak için kontrol operasyonlarına başlamadan önce vektör duyarlılığı araştırılmalıdır.Direnç Dünya Sağlık Örgütü, 1211 Geneva 27, Switzerland Tropikal Hastalıkların Kontrol Depatmanında mevcut olan standard WHO test kitlerini kullanarak kolayca geliştirilebilir. WHOPES web sitesinde de test kitlerinin temini prosedürlerine ulaşabilirsiniz:

Direnç gelişimi mümkün olduğu kadar bir pestisite karşı direnç gelişimini önlemek veya geciktirmek için dizayn edilmiştir aynı zamanda etkili hastalık kontrolünü sağlamaktadır. Diranç gelişimi ve hastalık sueveyi için güvenilir bir sistem içermektedir. Halk Sağılığında pek az pestisidin güvenli kullanımının uygun olduğunu tanımak için önemlidir. Böylece vektör ve bunlara etkili pestisitlerin duyarlılığı mümkün olduğu kadar devam ettirilmelidir. Direnç yönetimi aşağıda sıralanan yaklaşımlar takip edilerek başarılabilir.

*Yüksek derecede hastalık taşınma seviyesinin olduğu alanlarda pestisit sınırlaması kullanılır.
*Pestisit sınırlaması hastalık taşınmasının zirveye ulaştığı haşere salgınlarının olduğu sezonlarda kullanılır.
*Kimyasal olmayan kontrol metotlarının kullanılması ,uygulanabilir olduğu sezonlarda tamamlayıcı bir önlem olarak.
*Rezidüel insektisitlerin rezidüel olmayanlarla yer değiştirilmesi.
*Her iki sex ten çok yalnızca ergin dişi sivrisinekleri öldüren metotların kullanılması.
*Her bileşik için direnç test sonuçlarında dikte edildiği gibi ilgili insektisitler arasında rotasyonu sağlamak

Şimdiye kadar , direnç teşhisi için alakası olmayan insektisitlerle değiştirerek esas method kullanılmaktadır. Bu çok önemlidir: (1) güvenli, kesin direnç teşhisinden önce etkili alternatifler hazırlanmıştır. (2) direnç gelişimi halk sağlığı amaçlı pek az pestisitin etkinliğinin uygun olduğu
önleyici korumayı gerçekleştirmektir.

Yorum Yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir